sabiteleri yoktur. Ondan siyasete değer katmasını beklemek beyhudedir. Aksine mevcut siyasi geleneğin içine sabitesiz adamları atmak, mevcut siyasetin ne kadar mikrobu varsa onu kapması anlamına gelir. Mikrop kapmakla kalsa iyi, fakat kendisi de mikrop saçan bir kötülük merkezi haline gelir.Birinin siyasetinin kalitesini belirlemede öncelikli olan, hangi safta ve hangi kulvarda siyaset yaptığı değildir. Siyasi başarı uğruna neleri verip neleri veremeyeceğidir. Bir başka ifadeyle, siyasi kazanç için ne kadar haysiyetsizleşeceği, ne kadar sabitelerinden taviz vereceği, ne kadar çamurlaşıp çamurlaşmayacağıdır.Sabiteleri olmayan, siyaseti pratik ahlak olarak görmeyen, "siyasi başarı"ya iman eden bir "İslamcı siyaset"in, ne Müslümanlara ne de İslam'a zerrece hayrı olmaz ve olmamıştır. Bu tarz bir siyaset, "başarıya tapan" bir holiganlar zümresi çıkarırki,boşabaklarını bile peygamber makamına oturtarak Onların görevi adeta kaliteyi siyasetten uzak tutmaktır.Siyasete ahlakı ve değeri taşıyacak olan inşa olmuş insanlar bu tipleri görünce siyasetten ürkerler. "Bu mu sizin siyaset dediğiniz şey?" derler. "Allah'tan uzaklaşmış Şeytan'dan ve siyasetten Allah'a sığınırım" derler. Siyasete değer katacak olanları siyasetten soğutan Allah'sız siyasetçiler değil, bilakis siyasete bir biçimde bulaşınca Allah'sızların dahi yapamayacağı haysiyet cellâtlığını gözünü kırpmadan yapanlardır.evet sevgili dostlar Bir adama, kendi gurubundan olmayan kan verilince ne hale gelirse, bu ülke de o hale geldi. Açık konuşmak gerek: Bu ülkede başta ılımlı islam olmak üzere, tüm ithal ve ikame kimlikler, bu ülkenin kimyasını bozdu. Durum ortada. İnkar etmek çözüm değil. Bu teşhisi, her şey eski halini alır umuduyla da yapmıyorum. Biliyorum ki: "Eski hal muhal; ya yeni hal,oda olur izmihlal".Mevcut durum, hastalıklı durum. Bünyenin tamamı iflas etmeden, bu hastalıktan kurtulmanın mutlaka bir yolu olmalı. Dermansız dert yok. Ama önce hasta hastalığını kabul etmeli. Hastalığını bilmeyen, n'etsin şifayı? Tedavinin ilk şartı doğru teşhistir. Yukarıdaki teşhisi yapmak, işte bunun için elzemdir.Bünye kendinden olmayan kanı kabul etmedi. Fakat bünye üzerinde mühendisliğe kalkışanlar, ona zor yoluyla kabul ettirmeye kalktılar. Bunu hâlâ da yapıyorlar. Bu arada hastalık ilerliyor. Bünyeye kendinden olmayan kanı zerk edenler, bu yolla kan gurubunu değiştireceklerini sandılar. Zira, bünyenin ait olduğu kan gurubunu beğenmemişlerdi. Tıpkı, beyazlamaya çalışan bir zenci psikolojisi içindeler. Oysa ki, kanı bünyenin kendisi üretirdi. Kendi kimliğine göre üretirdi. İşte tam da bu yüzden, ikdidar zoruyla, tepesine vura vura, kanırta kanırta kimlik değiştirmeye kalkışmak, bir bünyenin kan gurubunu değiştirmeye kalkışmaya benzerdi. Bu bir cinnetti. Bu bir gafletti. Bu bir dalaletti. Ve hatta bu bir hıyanetti.Siyaset üç şey için yapılır: 1. Komisyon için. 2. Vizyon için. 3. Misyon için.Dün dündür eyyamcılığıyla misyonsuz siyaset yapanlar, genellikle siyaseti komisyon için yaparlar. Yap siyasetini, al avantanı! cinsinden. Bu millet satarım hemde babalar gibi satarım diyen o türü çok iyi tanır. Siyaseti komisyon için yapanın hiçbir misyonu yoktur. Hiçbir sabitesi yoktur. Önderi Makyavelli'dir. Tek ilkesi vardır: Çıkar.İkincisi vizyon için yapar. Siyaseti vizyon için yapanlar, onun havasına tav olurlar. Görenler önünde düğme iliklesinler,vekilim desinler, başkanım desinler, efendim desinler, bakanım desinler de, canını alsınlar. Her şey gösterişe ayarlıdır. Oturdukları koltuğa değer katmazlar. Aksine tüm değerleri o koltuktan aldıklarıdır. Çünkü kendi başlarına her hangi bir değerleri yoktur. Bazen öylesine değer yoksunu olurlar ki, sırf bir vitrine dönüşürler. Böylesi durumlarda, karşınızda adam değil, gıcır gıcır bir takım laci görürsünüz.Üçüncüsüne gelince... Bunlar siyaseti misyon için yaparlar. Ne komisyona, ne de vizyona tav olurlar. Misyonları bittiğinde siyasette onları kimse tutamaz. Onlar bal tutsalar bile, parmaklarını her ihtimale karşı yalamak yerine yıkamayı tercih ederler. Elleri kirli, akılları kirli, duyguları kirli, inançları kirli değildir. Siyasetin katma değeridirler.Bu yüce millet vaat verip umut çalanları bir an evvel göndermek için hazırdır gör bak neler olacak A.Y...2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder