21 Şubat 2010 Pazar

YA PARDON SİZ KİMSİNİZ ?


Avrupa’ya hayat veren Roma değil Roma’nın yıkılışıdır.beş milyon kilometrekareyi aşan bu geniş imparatorluk dillere destandı Roma ihtişamdı Roma "güç"tü, Roma Zaten bu yüzden Roma hiç adil olmadı ve adaleti tesis gibi bir amacı da olmadı. O, güce iman etmişti. Yalnızca gücü kutsuyor ve "onur" sayıyordu.Bu uygarlığın gücü tükenince, dünkü dostları düşmanları oldu. Dünkü gücü zaafı oldu... Dünkü avantajları dezavantajları haline geldi...Gücü her şey zanneden Roma yıkılırken, bir zamanlar aç aslanların ağzına attığı Hıristiyanlar'dan yardım istedi. Demek ki, Roma da kendi dindarlarına "ahmaklar", "safalak zavallılar" olarak bakıyordu.Kimbilir, belki de bu, bir tür "megalomani" idi. "Güç herşeydir, adalet hiçbir şey" sloganını ideolojisinin temeline yerleştiren sistemlere tebelleş olan psiko-patolojik bir durum...Tabiî ki ilk Hıristiyanlar Roma'nın zannettiği kadar saf ve enayi olmadıklarını gösterdiler. Gücü onur kabul eden zalim Roma'nın imdadına yetişmediler. Sonunda Batı Roma büyük gürültülerle tozu dumana katarak göçtü. Doğu Roma ise, ayakta kalabilmek için Hıristiyanmış gibi görünme yolunu seçti ve yüreğinin üzerine kilisenin haçını taktı.Özetle, dün küçümseyip arenalarda gladyatör yemi olarak kullandıkları insanlar, artık Roma'dan boşalan yerin tek varisiydiler.Şimdi birileri'de kalkıp Dünyada ve türkiyede?abartısız- milyonlarca insanın gönlünü çelmek için, onların inancıyla dalga geçercesine,müslüman kimliği adı altında siyaset yapmağa çalışmaktadır . YA SİZ KİMSİNİZ Müslüman kimliğiyle siyaset yapmaya kalkan kişi ve kadroların ilk önce halletmeleri gereken problem, kimlik ve kişilik problemidir. "Siz kimsiniz?" diye soran birine, hiç utanmadan, sıkılmadan, iftiharla "ben buyum" diyebilecek kadar kendilerinden ve değerlerinden emin olabilmeliler. Buna bir başka ifadeyle "ben idraki" denir; yani kendinizi başkalarına tanıtmadan önce kendinizin ne olduğuna sizin bir karar vermeniz ve kendinizi öncelikle sizin tanımanız. Başkalarına kendinizi tanıtmak daha sonra gelir.Müslüman kimliğiyle siyasete atılan kadrolar, oldukları gibi görünmeyi mi tercih ettiler, yoksa güç odaklarının kendilerini görmek istedikleri gibi mi görünmeyi? Dünyanın en eskimez hakikatidir: Her taraf olan bertaraf olur; her şey olan hiçbir şey olamaz. "İyi ama efendim siz bizden değilsiniz" diyen her güç odağını, yemin-billah onlardan olduğuna ikna etmek için girmedik boya küpü bırakmamak, hatta "Ne demek sizden değil, biz siziz efendim, ta kendisiyiz" üslubuyla gülünç durumlara düşmek, size kimlik dayatanların sizi benimsemelerine yetmez, sadece kendi kendinize yabancılaşmış olmakla kalırsınız.Eğer davet sahibiyseniz, önce sizin bir adresiniz, durduğunuz sabit bir noktanız olması gerekir. Eğer ilan ettiğiniz adrese davet ediyor ve fakat gelenler sizi kendi adresinizde bulamıyorlarsa, onlara dönüp de şu sitemi etme hakkınız yoktur: Niçin beni beklemedin?"başları örtülü çıplaklar" modeli Neydi o vitrin yenilemeler? Neydi o imaj değiştirmeler? Sizi taşlamak için elinde taş hazır kıta bekleyenler, zaten bunu istiyorlardı: Tüm sermayenizi vitrine yüklemenizi. Çünkü sermayesini vitrine yükleyenlerin bir taşlık canı olurdu, bunu bilmeyecek ne var.bu çağın "cilalı imaj devri" olduğunu söyleyenler doğru söylemişlerdir; fakat aynı akıldaneler, kimlikle örtüşmeyen bir imajın "üstü kaval altı şişhane" deyimini hatırlatacağını neden söylemediler? "başları örtülü çıplaklar" modelinin el aleme gülünç olmaktan başka bir sonuç getirmeyeceğini bilmek için dahi olmaya gerek mi vardı? Öz babasını "modern" çevresine "uşağım" diye tanıtan hayırsız evlat misali, kendi vefakar ve sadık tabanına, imaj yenileme uğruna "uşak" muamelesi yapanlar, "ötekileri" ikna edemedikleri, gibi, "berikileri" de kaybetmekle yüz yüze kaldız."Düşmanlarını kazanmak için dostlarını küstürdünüz. Fakat düşmanlarını kazanamadıklarıız gibi, dostlarınızı da kaybettiniz."düşmanlarınız
birleşince yıkılmalarız mukadder olmuştur.........YA PARDON SİZ KİMSİNİZ VE SİZ HANGİ MİRASIN PEŞİNDESİNİZ ? A.Y 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder